Hoşgeldiniz / Welcome

Dünyama attığınız bu adımın size yanlız olmadığınızı hissettirmesi ümidiyle...
With the hope that the step you have taken into my world will make you feel you are not alone...

17 Ocak 2014 Cuma

Yaşam / Life

Neden üzülür ki insan, neden ağlar, neden korkar, ne için savaşır, neden vazgeçer?
Bir anın gerçeklikleri nasıl da bir anda anlamını yitiriverir?
İyi ile kötü, doğru ile yanlış, normal ile anormal arasındaki algıyı farklılaştıran nedir?
Nasıl olur da herşeyden en fazla habersiz olunan çocuklukta herşey olup bitiverir?
Kimdir o çocukluktaki sorumlu ve çocuk kendi sorumluluğunu taşır hale nasıl gelir?
Bu sorular aklıma şu sözleri getirir:

"Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
İçindeki çocuğa sarıl, sana insanı anlatır
Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu bütün
Dünya günahkar

Masum değiliz hiç birimiz" Sezen Aksu & Meral Okay

Belki de yaşam denen şey sadece bu "neden"lerin cevabını bulmak için birilerinin yürüttüğü bir deney, adeta bir "Truman Show"...


Why does a person regret, weep, dread, fight, give up?
How does the reality of one moment loose meaning in a single instant?
What's the perception differentiating good&bad, right&wrong, normal&abnormal?
How come all happens in the childhood period when one is so unaware of it all?
Who is the one responsible during childhood and how does a child become liable?
These questions bring to my mind these verses:

"If you wake up from your sleep all soaked up every night
If loneliness lies beside you all along like a lover
If you lashes are wet all the time for anything
If you remember about your mom more frequently and even understand her
If you feel that you are along and early forgotten
Embrace the child inside (s)he will tell you about the human
Hands are sinful
Mouths are sinful
This is an age fire
World is sinful
None of us is sinless" Sezen Aksu & Meral Okay

Maybe what we call life is only an experiment that someones are carrying out to find out about the "why"s, it is something just like a "Truman Show"...

12 Ocak 2014 Pazar

"Muhtemelen Güneş" / "Perhaps the Sun"

Daha önce de anlatmışımdır; "ben CANımı rüyalarımda büyüttüm" diye. Olması için beklediğimiz şeylerin gerçekleşmiş halini, olayın öncesinde rüyalarımda görmek bir rütüel haline geldi. Adeta rüyalar ilk müjdeci oldu hep geçmişimizde...

Dün gece rüyamda İngilizce sınıfındaydık, sanki şimdikinden birkaç yaş büyükler hepsi, ailelerin de katıldığı bir etkinlik var. İngilizce şarkılar, oyunlar derken öğretmen gelip CANa bir soru soruyor. Soruyu duymadım mı, yoksa hatırlayamıyor muyum, bilmiyorum, çünkü cevap beni öylesine şok ediyor ki, adeta tüm dünya duruyor o an: "perhaps the sun" diyor CAN, yani "muhtemelen güneş". Ve ne oluyorsa ondan sonra oluyor zaten. Sanki uzun süredir beklenen ilk kelimeler bunlar ve bütün sınıf alkışlamaya başlıyor, gelip sarılanlar oluyor öğrencilerden CANı tebrik etmek için. Ve CAN koşar adım gidip birkaç arkadaşına sarılıyor, desteklerinden dolayı teşekkür edercesine... Ve evet ben yine ağlayarak uyanıyorum...

Bunu hiç beklemiyordum işte. CANın ingilizce konuşması beklentilerim arasına ne zaman girmişti ki ben bunun rüyasını görüyordum? Kendime bir kez daha hayret ediyorum ve diyorum ki, CAN bunu da başardığında şaşırmamak için hazırlanmaya başlamak lazım :)


I must have explained before that "I have grown CAN in my dreams". It has become a ritual for me to see the dream about the thing we were hoping for as realized, before it really happens. Dreams have become the harbinger in our history...

Last night in my dream we were in the English class, it is like they are a few years older then they are now, there is an event that families too participated in. Games and songs in English were played and sang, then the teacher came up to CAN and asked a question. I do not know if it were that I did not hear the question or if I do not remember it, because the answer shocked me, as if the whole world stopped at that very moment: CAN said "perhaps the sun", perhaps the sun. Whatever happened it all happened there after. It is as though those were the first words that have been waited for, everybody started applauding, some of the students came and hug CAN to congratulate. And CAN leaped with quick steps to hug some friends like he was thanking them for their support... And yes I woke up crying again...

I was not expecting this at all. When had CAN's English become part of my expectations, that I was dreaming about it? I am astonished once more and all I can say is that, I should be prepared not to be surprised when CAN succeeds in this too :)