Hoşgeldiniz / Welcome

Dünyama attığınız bu adımın size yanlız olmadığınızı hissettirmesi ümidiyle...
With the hope that the step you have taken into my world will make you feel you are not alone...

23 Ağustos 2013 Cuma

Bisiklete binmek / Bicycling

"Hayat bisiklete binmek gibidir,
Pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz,"
"Bazı işler bisiklete binmek gibidir,
Bir öğrendiniz mi bir daha asla unutmazsınız..."

Peki bisiklete binmek nasıl bir şeydir?
Ne zaman, nasıl öğrenilmiştir de birçok şey ona benzetilir?
Sanki herkes bisiklete binermiş,
Başka türlüsü mümkün değilmiş gibi...

Çocuklar genelde 3-8 yaş arasında bir yerlerde iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğreniyor. Gelişimsel beceriler bir etken olmakla birlikte, bir bisiklete erişim ve güvenli bir şekilde kullanımına elverişli bir çevre gibi diğer faktörler de söz konusu. Kesin olan birşey varsa o da bisiklete binmek bir çok çocuk için hem çok eğlenceli, hem de çok iyi bir egzersiz.

CAN'a ilk bisikletini babam almıştı, üç tekerlekli, mavi, hani şu arkadaki uzun kolu sayesinde kolayca itilip idare edilebilenlerdendi. CAN iki yaşındaydı ve o bisiklete bayılmıştı, tepe tepe de kullandı. Pedalların üzerine ayaklarını koysa da hiç çevirmedi, biz bisikleti ittikçe ayakları pedalların üzerinde dururdu ama CAN hep ayakları ile itmeyi tercih etti o bisikleti. İlk alışkanlık dedik ve bu durumu ancak yeni bir bisikletle aşabileceğimize karar verdik. Geçen yıl babaannemizin doğumgünü hediyesi olarak CAN'a iki tekerlekli bir bisiklet aldık. Bu bisikleti CAN seçmişti ve önce onu gezdirerek işe başladı, sonra epey bir süre pedal çevirsin diye uğraştık. 

CAN aslında hazır görünüyordu. Bisikletin üzerinde çok rahat ve dengeli duruyordu, bacak kuvveti de pedalları itmeye yeterli gibiydi ama hala birşeyler eksikti... En sonunda bu yaz bisikleti alıp akşamüzerleri babasıyla aşağıdaki sahaya inmeye başladılar. Ve birkaç gün önce CAN bunu da başardı. Artık bisiklete binerken mutluluk çığlıkları atan bir oğlumuz var. Kaskını takmadan çıkmayan, bisikletini gidona hakim bir şekilde kullanan, kornasına basıp dolaşan musmutlu bir çocuk :)

Aferin CAN, aferin sana!

 

"Life is like riding a bicycle,
To keep your balance, you must keep moving."
"Some jobs are like riding a bicycle,
Once you learn them you never forget how..."

OK, but what is riding a bike like?
When and how is it mastered that so many things revert to it?
Like everyone rides a bike,
Like it is not otherwise possible...

Generally children learn to ride a bike somewhere between the ages 3-8. Although developmental abilities is a factor, there are other criteria like the availability of such a bike an an safe environment to ride it in. If there is one thing for certain, it is that for many of the children riding a bike is a lot of fun and also a very good exercise.

My father has bought CAN's first bicycle; three wheels, blue, it was one of those that had a long handle at the back that is used to push and manage the bike. CAN was 2 years old and had loved that bike, he used it excessively. Although he did put his feet on the pedals as we pushed him, when he was in charge he always pushed the bike by his feet on the ground. We decided this was a first habit and we needed a new bike to get over it. Last year we bought CAN a two wheeled bike as his grandmother's birthday present. CAN had picked up this bike and he started by walking around with it, then we struggled for him to paddle for a while.

CAN seemed to be ready. He sat on the bike relaxed and stable, his leg muscles seemed to be strong enough to push the pedals too, but something was still missing... Finally he started taking out his bike with his father in the afternoons to the courtyard at the back. And a few days ago CAN did this too. Now we have a son who shouts out with happiness as he rides his bike. He is a very happy kid who wears his helmet, handles his handlebar articulately and blows his horn in joy :)

Bravo CAN, bravo to you!

13 Ağustos 2013 Salı

İlkokul / Primary school

Bugün CAN'ın e-okul sisteminde adrese göre otomatik kaydının yapıldığı ilköğretim okuluna gittim. Ağustos sıcağında, okulun girişindeki ağacın gölgesinde oturanlar vardı. "Oğlum bu yıl ilkokula başlayacaktı" deyince hemen içlerinden biri "hayırlısı olsun" dedi ve elindeki listeyi göstererek doğum tarihini sordu. CAN'ın adını buldu ve "evet, burada başlayacak" dedi. Ben de "bu yıl başlayamayacak ta ben de onu bildirmeye geldim" dedim.

Sonradan öğrendim, ilkokul müdür ve müdür yardımcılarıymış o kişiler. CAN'ın ilkokula bir yıl geç başlaması için bir dilekçe yazdım, hastaneden aldığımız raporu ekledim. CAN'ın listede adının yanına "erteleme" yazdılar. "Siz annesisiniz, en iyisini siz değerlendirirsiniz" dediler. Ağlaya ağlaya çıktım okuldan, hala ağlıyorum...

Okul rengarenk bir yerdi çocuk gibi,
Karşılaştığım kişiler pırıl pırıldı insan gibi,
O okula giden çocuklar da biliyorum yağmur gibi,
Benim CANım da bir çocuk tıpkı bir çiçek gibi...


Today I went to the primary school that CAN has been automatically assigned to according to our address in the e-school system. On a hot August day, there were people sitting in the shade of the tree in the school entrance. As I said that "my son was to start primary school this year" one of the people gave me his best wishes and asked for CAN's birthday, pointing the list in his hand. He found CAN's name and said "yes, he will start here". And I said that "he will not be starting this year and that is what I am here to report".

I found out that those people were the school manager and assistant manager. I wrote down a petition for CAN to start primary school with one year delay and attached the report we have taken from the hospital. They noted down "delayed" next to CAN's name in the list. "You are his mother, you have the best judgement for him" they said. I have left the school in tears, I am still crying...

The school was a colorful place like a child,
The people I have met were sparkling like decent man,
I know children attending that school too like rain,
My CAN is a child too just like a flower...