CAN ilk doğduğu yıllarda o kadar çok soru ve sorun vardı ki kafamda, bazen o kadar çok bunalıyordum ki o günü yaşamaktan, kaçmak biraz olsun uzaklaşmak için ileriyi hayal etmeye çalışıyordum. Bu günler geçecek ve herşey iyiye gidecek demenin bencesiydi herhalde oturup hayal kurmak...
CANı gülerken, yürürken, konuşurken, okula giderken hayal etmek, yarınlara dair taşıdığım umudun bir simgesi gibi bana moral veriyordu. Hatta bu hayaller rüyalarıma taşıyordu. CAN büyüdükçe düşlerim onunla beraber gerçekleşti ve gelişti. Her geçen gün olgunlaşan bir meyve gibi, sulu ve tatlı, rengarenk bir çocuk oldu CAN.
Hala burukluklarım, hala kabuslarım var tabi, her annenin vardır herhalde, benimkiler biraz farklı belki, ama ben de bir anneyim ve CAN da bir çocuk. Önünde upuzun bir yaşam olan ve hayatın tadına bakmayı seven bir çocuk. Acısıyla tatlısıyla, seveniyle kıskananıyla, sarılıp dışlayanıyla yaşamın sunabildiklerini olduğu gibi kabul edip mutlu olması en büyük dileğim.
Evet CAN özel bir çocuk, doğduğu andan itibaren genelgeçer kuralları yıkarak ilerleyen bir çocuk, yaşamı mucizelerle dolu bir çocuk, CAN bizim çocuğumuz. Onun kocaman bir ailesi var. Doktoruyla, hemşiresiyle, öğretmeniyle, arkadaşıyla, balıkçısıyla, antrenörüyle ve çok daha fazlasıyla rengarenk bir dünyası var...
6. doğumgünü hatırası olarak bir takvim hazırladık CAN için. 2013 yılının her ayı için bir sayfa ve her sayfada o ayın takvimi ile CANın bir resmi var, onun hayatından bazı renkleri yansıtan. Ve her sayfaya ailesinin bir bölümünü temsilen birşeyler yazdık. İleride bu günleri hatırlamak için. Oysa ki bu günleri hayal ettiğim zamanlar daha dün gibi...
Şu
sözlerle bitirmek istiyorum: "Keşke sizi hiç tanımasaydım ama çok
mutluyum hayatıma girdiğiniz için"... Hayatın zorlukları karşısında
dimdik ayakta durabilenlere ve duranlara gönülden el uzatabilenlere gitsin bu
yazı :)
İnsanoğlunun kurması mümkün olmayan hayaller vardır, onlar ancak yaşanır!
During
the first years after CAN was born I had so many questions and problems
on my mind, I was at times so very much distressed by living in that
day, that I used to imagine about the future to run away from today. To
imagine must have been my way of saying that, these days will pass by and
everything will get better...
To
image CAN laughing, walking, talking, going to school was like a symbol
of hope I flared inside of me, building morale. These images flowed
even into my dreams. As CAN grew up my aspirations were realized and
developed further. CAN turned out to be a colorful kid just like a
maturing fruit, juicy and sweet.
I
still have heartaches, and nightmares too, every mother does so too I
assume, mine a bit different maybe, but I am a mother too and CAN is a
child. A child who has a long life ahead of him and he is one who likes
taking tasteful bites of it. My utmost wish is for him to accept all
that life can provide as is and be happy with all that there is; the
sweet and sorrow, the loving and the jealous, the embracing and the
marginalizing.
Yes
CAN is a special kid, a kid diminishing all the generally accepted
rules starting from the moment he was born, a kid whose life is full of
miracles, CAN is our kid. He has an awesome family. He has such a
colorful life with his doctor, nurse, teacher, friend, fisherman,
trainer and so much more...
We
have prepared CAN a calendar as a 6th year memory. There is a page for
each month in the year 2013 and on each page there is a calendar of that
month with a picture CAN reflecting some of the colors in his life. And
we have written a few words as representatives of parts of his family.
To remember today in the future. But still the days I have
imagined of today are just like yesterday...
I
want to wrap with these words: "I wish I did not meet you at all, but I
am so happy I have gotten to know you"... I dedicate this article to
those who can rise to the challenges in life and to those who trust out a
hand to them fullheartedly :)
There are dreams that mankind is incapable of dreaming, those are the ones that are only lived!
Hoşgeldiniz / Welcome
Dünyama attığınız bu adımın size yanlız olmadığınızı hissettirmesi ümidiyle...
With the hope that the step you have taken into my world will make you feel you are not alone...
With the hope that the step you have taken into my world will make you feel you are not alone...
18 Nisan 2013 Perşembe
4 Nisan 2013 Perşembe
Sadece bir Resim / Only a Picture
Sadece bir resim çektirecektik, evet evet vesikalık, sadece birer resim...
CANı okuldan aldım ve fotoğrafçıya gittik, alt kata indik ve taburemize oturduk sırayla, önce CAN ve sonra annesi. En son CAN 1 yaşındayken gitmiştik vesikalık çektirmeye yine birlikte, aradan sanki bir ömür geçmişti. Ne kadar büyümüştü CAN, o zaman arkalıklı yüksek bir sandalye bulup getirmişlerdi, düşer şaşar daha çok küçük diye. Heves işte oğlumun 1 yaşında stüdyoda çekilmiş resmi olsun istemiştim. İlerde güzel bir anı olurdu, olmuştu da!
Gitmişken tabi bir de anne oğul bir resim çektirdik. Dün fotoğrafları aldım, aldığımdan beri bir o fotoğrafa bakıyorum bir de geçen yıllara. Ve bir kere daha anlıyorum ki fotoğraf denen şey anıları en güzel haliyle saklıyor. Hele çekildiği an insan biraz bakımlı, biraz mutlu ve bir de sevdikleriyle birlikteyse, ve fotoğrafı çeken ile basan da işini biliyorsa söze hiç gerek kalmadan tarihin yapraklarına anıtsal bir sayfa ekleniveriyor.
Dışardan bir insan sadece fotoğraflarımıza baksa, bizden geriye kalanlar sadece onlar olacaksa, ne anlar acaba, ne düşünür, ne kadarını anlar? Sadece fotoğraflardaki anlar olsa yaşamlarımız...
We were only there for a snapshot, yes yes a document photo, only a snapshot each...
I picked up CAN from school and we went to the photographer, we climbed down to the lower floor and sat on the high-chair taking rows, first CAN and then his mother. We had the same experience when CAN was 1 year old, it was like a life time ago. CAN had grown so much, then they had found a high-chair having a back, he was so small that they thought he would fall off. I wanted my son to have a picture taken at the studio, it was a motherly desire I suppose. I thought it would be a beautiful memory in the future, and it has been so too!
Since we were there we had a mother and son picture taken too. I picked up the photos yesterday, since then I am looking at them and the years that have gone by. And once more I realize that the thing we call photo preserves memories in the best possible state. Even better if the person is a bit well groomed, a bit happy and together with the loved ones, and the photographer together with the developer know what they are doing, then a monument is created in history pages without the need of any spoken words.
What would it be like if an outsider only looked at our photos, if they are the only things that will be left behind, what would that person understand, think, how much could that person comprehend? What would it be like if our lives were only the moments in the photos...
CANı okuldan aldım ve fotoğrafçıya gittik, alt kata indik ve taburemize oturduk sırayla, önce CAN ve sonra annesi. En son CAN 1 yaşındayken gitmiştik vesikalık çektirmeye yine birlikte, aradan sanki bir ömür geçmişti. Ne kadar büyümüştü CAN, o zaman arkalıklı yüksek bir sandalye bulup getirmişlerdi, düşer şaşar daha çok küçük diye. Heves işte oğlumun 1 yaşında stüdyoda çekilmiş resmi olsun istemiştim. İlerde güzel bir anı olurdu, olmuştu da!
Gitmişken tabi bir de anne oğul bir resim çektirdik. Dün fotoğrafları aldım, aldığımdan beri bir o fotoğrafa bakıyorum bir de geçen yıllara. Ve bir kere daha anlıyorum ki fotoğraf denen şey anıları en güzel haliyle saklıyor. Hele çekildiği an insan biraz bakımlı, biraz mutlu ve bir de sevdikleriyle birlikteyse, ve fotoğrafı çeken ile basan da işini biliyorsa söze hiç gerek kalmadan tarihin yapraklarına anıtsal bir sayfa ekleniveriyor.
Dışardan bir insan sadece fotoğraflarımıza baksa, bizden geriye kalanlar sadece onlar olacaksa, ne anlar acaba, ne düşünür, ne kadarını anlar? Sadece fotoğraflardaki anlar olsa yaşamlarımız...
We were only there for a snapshot, yes yes a document photo, only a snapshot each...
I picked up CAN from school and we went to the photographer, we climbed down to the lower floor and sat on the high-chair taking rows, first CAN and then his mother. We had the same experience when CAN was 1 year old, it was like a life time ago. CAN had grown so much, then they had found a high-chair having a back, he was so small that they thought he would fall off. I wanted my son to have a picture taken at the studio, it was a motherly desire I suppose. I thought it would be a beautiful memory in the future, and it has been so too!
Since we were there we had a mother and son picture taken too. I picked up the photos yesterday, since then I am looking at them and the years that have gone by. And once more I realize that the thing we call photo preserves memories in the best possible state. Even better if the person is a bit well groomed, a bit happy and together with the loved ones, and the photographer together with the developer know what they are doing, then a monument is created in history pages without the need of any spoken words.
What would it be like if an outsider only looked at our photos, if they are the only things that will be left behind, what would that person understand, think, how much could that person comprehend? What would it be like if our lives were only the moments in the photos...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)