Binicilik birçok çocuğun hayatına bir biçimde giriyor... Kimisi spor olsun diye, kimisi hayvan sevgisi aşılamak için, kimisi de sosyetik bulduğundan belki binicilik kurslarına yazdırıyor çocuklarını :)
Hipoterapi ve adaptif binicilik konuları bundan birkaç yıl önce ilgimi çekmişti, ama bulunduğumuz bölgede uygulamalarına rastlayamamıştık. CAN ile ancak birkaç kez turistik amaçlı anne-oğul birlikte kısa süreli ata binmişliğimiz vardı. CAN pek hoşlanmış gibi görünmüyordu, ben de çok üzerine gitmedim. Derken birkaç hafta önce bu konuda bir şans çıktı karşımıza ve biz artık at binmeye başladık. CAN öğretmenin de katkısıyla ısındı bu işe gibi görünüyor.
Atın üzerinde mutlu olmak, öğretmeniyle ve atıyla bir bağ kurmak, aslında temel beklenti düzeyimiz oldukça mütevazi :)
Hayata bakışımız CANın yaşamla bağdaşan mutlu bir çocuk olabilmesi üzerine kurulu aslında. Yaptığımız birçok şey CANın gelişimine destek olmak amacıyla atılan adımlardan ibaret. At binmeye gidiyoruz, amacımız CANın fiziksel olarak dengesini ve psikolojik olarak öz güvenini geliştirmek. Bir gün CAN bağımsız at binebilir mi bilmiyorum, umarım biner. Ama binmese dahi bu faaliyetin hayatta yeni adımlar atabilmek için gerek duyduğu desteğin bir parçasını sağlıyor olması kuvvetle muhtemel diye düşünüyorum.
CANı mutsuz etmeden zorlamak için bir yol daha :) Tıpkı oynadığımız oyunlar gibi, tıpkı okulda geçirdiği zaman gibi, tıpkı yüzme dersleri gibi, tıpkı sevdiği yemeklerin günden güne koyulaşması gibi, tıpkı Arzu gibi, Ezgi gibi, Nida gibi, Ece gibi, Meltemler gibi...
En son hafta manejden ayrılırken sevinçle el sallayarak şöyle diyordu "bay bay at"!
Riding becomes apart of many children's lives in one way or the other. Some take it as a sport, some want to inoculate animal love, some may find it fashionable and people sign up their children for a riding course :)
Hippotherapy and adaptive riding attracted my attention a few years ago, but back then could not come across an application around the area we live. We have had the chance to take a few short mother-son touristic riding tours with CAN and that was all. CAN did not seem to like it very much and I did not insist. And a few weeks ago we have become lucky. We have coincided with an instructor who seemed to know what she was doing so intensely that CAN had the courage to try and ride.
To be happy on the back of the horse, to bond with the horse and instructor, in fact we have quite moderate expectations :)
Our way of looking at life is in fact based on CAN being a happy child who can cope with life. A lot of the things we do only aim to take steps to support CAN's development. We attend horse riding courses, the goal is to improve CAN's balance physically and to add on to his self-esteem psychologically. I do not know if CAN will be able to horse ride one day independently, I hope he does. But even if he does not I think it is highly probable that this activity provides a part of the support he may need to take new steps in life.
Another way to push CAN for moving ahead with life without making him unhappy :) Just like the games we play, just like the time he spends at school, just like the swimming lessons, just like thickening the foods he likes every other day, just like Arzu, just like Ezgi, just like Nida, just like Ece, just like Meltems...
Last week leaving the maneage he was waving with joy and saying "bye bye horse"!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz en kısa zamanda yayınlanacaktır.