Hoşgeldiniz / Welcome

Dünyama attığınız bu adımın size yanlız olmadığınızı hissettirmesi ümidiyle...
With the hope that the step you have taken into my world will make you feel you are not alone...

1 Ekim 2015 Perşembe

Hayat değiştiren deneyim / A life changing experience

CAN ile ilgili bugüne kadar çok şey söylendi, çok şey yaşandı ve birçoğu oldukça sıra dışıydı. Ve bugün bu yaşanmışlıklara bir yenisi daha eklendi. En içten, en çekingen, en alçakgönüllü ve en iyi niyetli haliyle dile getirilenler hayat değiştiren bir deneyim daha kattı kimliklerimize...

Evet CAN ilk karşılaşılan andan itibaren alışılmışlıkların dışında bir çocuk ve sonrasında sarsıcı bir deneyim. O özgür bir ruh..! Ve belki de be dünyaya gelip yaşam mücadelesi veren ve kazanan bedenlerin en miniklerinden.

Bugün özgüvenli ve iyi niyetli insanların cesaretle nasıl beraber yol alabileceklerinin bir örneği vardı. İdealist yüreklerin nasıl üzüntüyü mücadele gücüne çevirebileceğinin bir örneği... Ve yaşam aslında farklılıklarımızın bizi getirdiği noktadan ibaret olsa gerekti. Hayatı bir mücadele değil de, aslında bir birikim yolculuğu olarak görebilmenin gücü vardı bugün sahnede.

Yarın için kalıcı bir fark yaratıldığını hissettiğim, gerçeklerin değil ama algının değişiminin yaşamlarımıza getireceği olumlu katkının ümidiyle uykuya dalacağım bir gün oldu. CAN için, bizim için ve CAN'ın Ekibi için...


Until today a lot has been said, a lot has been lived through with respect to CAN and most of that was quite extraordinary. And today something further was added on top of all that was lived through thus far. All that has been put through in the most sincere, most hesitant, most modest and most goodhearted way added up another life changing experience to our identities...

Yes CAN is a kid outside the box right from the start and a shocking experience there after. He is a free soul..! And maybe he is one of the smallest ones who has come to battle for life in this world to survive.

Today there was an example set to show how people with self-confidence and goodwill can forge ahead together with courage. An example to show how idealist hearts can change anguish into encounter-power... And life must in fact be solely and implicitly where our differences bring us to be. Today the power of being able to see life as a raising-journey rather then a struggle was on stage.

It was a day that I felt a permanent change for tomorrow was created, where I will fall a sleep with the hope that; although the reality might as well be the same, the change in perception will bring a positive gain to our lives. For CAN, for us and for CAN's Team...




14 Haziran 2015 Pazar

Irmaktaki Sandalım / Boat On The River

Beni ırmaktaki sandalıma geri götür
Gitmeye ihtiyacım var, inmeye ihtiyacım var
Beni ırmaktaki sandalıma geri götür
Ve artık ağlamayacağım.
Onun sularına bakarken zaman durur
Beni sakinleştirir, bana nazikçe dokunarak
Sular ırmaktaki sandalımı geçip giderken
O yüzden artık ağlamıyorum.
 
Irmak geniş
Irmak hayatıma kumların üzerindeki dalgalar gibi dokunuyor
Ve bütün yollar huzur üssüne çıkıyor
Yüzümdeki huzursuzluğun kaybolduğu yere
Beni ırmaktaki sandalıma götür
Ve artık ağlayamacağım.
 
Irmak derin,
Irmak hayatıma kumların üzerindeki dalgalar gibi dokunuyor
Ve bütün yollar huzur üssüne çıkıyor
Yüzümdeki huzursuzluğun kaybolduğu yere
Beni ırmaktaki sandalıma götür
Aşağı inmek zorundayım, seninle inmeme izin ver
Beni ırmaktaki sandalıma götür
Ve artık ağlayamayacağım
Ve artık ağlayamayacağım.
 
 
Take me back to my boat on the river
I need to go down, I need to come down
Take me back to my boat on the river
And I wont cry out any more
Time stands still as I gaze in her waters
She eases me down, touching me gently
With the waters that flow past my boat on the river
So I don't cry out anymore

Oh the river is wide
The river it touches my life like the waves on the sand
And all roads lead to tranquillity base
Where the frown on my face disappears
Take me down to my boat on the river
And I won't cry out anymore

Oh the river is deep
The river it touches my life like the waves on the sand
And all roads lead to tranquillity base
Where the frown on my face disappears
Take me down to my boat on the river
I need to go down, with you let me go down
Take me back to my boat on the river
And I won't cry out anymore
And I won't cry out anymore

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Ve artık yiyebiliyoruz..! / And we are able to eat..!

Biz artık herşeyi yiyebiliyoruz ve hatta her yeni şeyi bir kez olsun yemeyi denemek istiyoruz. Bazılarını beğeniyor, bazılarını bırakıyoruz ama sevdiğimizi ayırt ediyor ve yiyebiliyoruz. İnanılmaz bir damak tadımız var, kendi içinde tutarlı ve ayırt edici özelliklere sahip.

Evet, evet CANdan bahsediyorum. Hani o her öğün kusan, çiğnemeyi bilemeyen, en ufak bir pütürle başa çıkamayan o çocuktan :) O çocuk şimdi beğendili kuzu kapama yiyor, hem de nasıl bir iştahla, ağzına şapırdata şapırtada, bir görseniz inanmak mümkün değil bu çocuğun geçmişte yaşadıklarına...

Bu insanın yaşam kalitesini inanılmaz arttıran müthiş bir özgürlük! Çok basit gibi görünüyor belki dışardan bakılınca, insan ne var ki işte hazırlayıverirsin diyor belki, ama yaşayan bilir, bu nasıl bir sıkıntıdır. Gittiğin her yere yemek taşımak ve hatta taşıyamayacağın yerlere gidememek, hep bir öğün sonrasını planlamak, ya tamam işte orada birşeyler yeriz diyememek. Çok basit ve anlamsızca zor.

Ve bitti, o günler de geride kaldı. Şimdilerde "anne evde yemeyelim, anne çorba içmeyelim, başka bir yerde başka birşey yiyelim" diyen bir CAN var. Hiçbir isteğini kırmıyorum, evladım yıllardır hepsinden mahrum ve hepsine aç...

Eskiden ağzında büskivi kırıntısını ne yapacağını bilemeyen çocuk şimdilerde ağzını öyle bir dolduruyor ki, birtanem dur bir nefes al, diyorum ya kendime bile şaşırıyorum. Ve inanıyorum bu yeme becerilerindeki gelişmenin oral-motor süreçlerine olan olumlu katkısı konuşmaya da yansıyacak. Ümit ediyorum ki, CAN zaten belli bir noktaya getirdiği konuşma becerilerini hızla daha ileriye taşıyacak.

CAN bu dönemde birşey daha başardı. Oral-motor gelişiminin yanında kaba-motor alanda da dev bir adım attı. CAN artık bağımsız ve hiçbirşeysiz yüzüyor. Evet, bata çıka filan ama 50 mlik havuzu bir uçtan bir uca gidip dönüyor.

İnanılmaz bir emek, inanılmaz bir çaba... Ve ben bir kez daha CAN'a ve Ekibine teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız..!


We can now eat everything and furthermore we want to try eating anything new at least for once. We like some, we leave others, but we differentiate what we love and we can eat it too. We have an unbelievable sense of taste, it is consistent and has unique characteristics.

Yes, yes I am talking about CAN. That same boy who used to puke every meal, that boy who could not handle the tiniest chop :) That boy is now eating lamb meat with egg plant with such an appetite, smacking his lips, if you saw him you would have a hard time believing all that he has been through...

This is an awesome liberty that adds up so much to one's life quality! Maybe it seems something very simple for an outsider, what is the fuss about anyway you just prepare something may be the reaction, but the ones who have lived something similar would know, what kind of a difficulty it is. To take food to every place you go and even not to got to places that you can not do that for, to plan for the next meal(s) all the time, unable to say ok we will eat something there. So simple and meaninglessly hard.

And it is over, those days have gone by too. Nowadays there is a CAN who says, "mom let's not eat at home, let's not drink soup, let's go somewhere else and eat something else". I do not turn down any of his requests, my child is devoid of all and hungry for all for years...

The child who did not know how to handle a cracker crust in his mouth, nowadays fill his mouth so much that I say, darling stop and take a breath, astonishing myself too. And I believe that the positive affect of the eating on oral-motor abilities will reflect on speaking too. I hope that CAN will progress even more rapidly regarding the speaking abilities that he has built up to a certain point.

CAN has achieved something else in this same period. Along with his oral-motor progress he has taken a giant step in gross-motor area too. CAN can now swim on his own without any supporting equipment. Yes, in and out, but he can swim the 50m pool a round tour.

An unbelievable work, an incredible effort... And once more I thank CAN and his Team. Thankful for you all..!

10 Şubat 2015 Salı

İlk karne / First report card

CAN doğduktan ve hayata tutunmayı başardıktan sonra geçen o zorlu ilk yıllarda aklımdan geçebilen en uzun vadeli soru cümlesi "bu çocuğun ilkokula gittiğini görebilecek miyim?" idi. Bu iki uçlu bir soruydu: bu çocuk gidebilek mi ve ben görebilecek miyim? Sanki o ilkokul yılları çoook çok uzaktaydı. Bir taraftan bir an önce o yıllarda ne olacağını öğrenmek istiyordum, ama bir taraftan da o yıllar gelmeden önce başarılması gerekenleri düşünüp olabildiğince zamanımız olmasını diliyordum.

Haftalar, aylar, yıllar geçti ve o günler geldi. Hani o "nasıl olacak o zamanki halimiz" dediğim, hani o "o zamana kadar inşallah" dediğim, hani o hayal bile edemedeğim veya etmeye başlayıp da zihnimden olumsuz birşeyler geçiverir ve geri alamam korkusuyla zihnimden düşünceleri uzaklaştırdığım...

CAN Eylül 2014'te ilkokula başladı. Eylül 2014, sanki dün, sanki bir asır önce, yeni bir milat... Hayatımdaki o 3 adam tarafından önceki ben, sonraki ben durumu yaratılan yeni bir tarih, Eylül 2014.

Dışarıda kar fırtınası var bugün, aklımı meşgul edecek hiçbirşeye konsantre olamıyorum rüzgarın sesinden, aklımda Babam ve CAN var, gözümde yaşlar...

CAN'ın okula başladığı o gün iple çekilmişti, tıpki CANın ilk karnesi gibi, hepsi "ÇOK İYİ" ama çok daha değerli bir bölüm var, öğretmenin notu diyor ki: "CAN, Canım, iyiki benim öğrencim olmuşsun. Seni tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum. Derslerinde ve arkadaşlarınla olan ilişkilerinde oldukça başarılısın. İkinci dönemde aynı başarının devam edeceğine eminim."

CANın Ekibi siz çok yaşayın...


In those daunting first years that were to follow after CAN was born and was able to hold on to life, the longest dated question that I could formulate in my mind was "will I be able to see this child going to school?". This was a two tailed question: will this child be able to go and will I be able to see? It was as though those primary school years were soooo so far away. In one hand I was anxious to know what was there to come in those years, but on the other hand I thought of all there was to achieve and I wished that we had  enough time to accomplish all there was to be done.

Weeks, months, years passed by and those days are here. Those times that I said "what it would be like" for, those times that I said "hope at that time" for, those that I could not even imagine or started imagining but fended off those thoughts with the fear that a negative thought would cross my mind which I would not be able to undo.

CAN started elementary school in September 2014. September 2014, just like yesterday, as if a decade ago, a new milestone... Once again a new date created in my life by those 3 man, as before and after, September 2014.

There is a snowstorm outside today, I can not concentrate on anything that will keep my mind busy because of the noise of the wind, I have Dad and CAN in my mind, tears in my eyes...

The day CAN started school was long waited for, just like CAN's first report card, all is "WELL DONE" but there is a part far more precious, the note of the teacher says: "CAN, my life, I am thankful that you have become my student. I fell lucky because I have had the chance to get to know you. You are quite successful in your lessons and in your relations with your friends. I am sure that the same success will continue in the second term."

Bless CAN's Team...