Hoşgeldiniz / Welcome

Dünyama attığınız bu adımın size yanlız olmadığınızı hissettirmesi ümidiyle...
With the hope that the step you have taken into my world will make you feel you are not alone...

28 Haziran 2012 Perşembe

Sümkürebilmek / To be able to blow your nose

Ventilatöre bağlı olmadan bağımsız nefes alabilmekti ilk hedef,
Bu hayat demekti!
Sonra emme ve yutma ile nefes almayı koordine edebilmek gerekti,
Bu beslenme demekti!

Başlarda oksijen desteği gerekti ve yeni hedef atmosferdeki %20 ile yetinmekti,
Bu mobil yaşama atılan ilk adımdı!
Kortizon tedavisi, inhale ilaçlar, akciğer filmi, tomografi, solunum fonksiyon testi,
Solunum sorunlarının gündemimizden düştüğü günlere doğru bir yolculuktu!

Üfleme çalışmaları hayatımızın önemli bir parçasıydı,
Düdük çalmayı, peçete parçaları uçurmayı, pinpon topu yuvarlamayı, 
Mum söndürmeyi, baloncuk üflemeyi, pipetle içmeyi, bardaktan sıvı tüketmeyi,
Adım adım çabalayarak başardık!

Ve bugün CANım ilk defa sümkürebildi!
"Sümkür, havayı burnundan dışarı üfle" dediğimde havayı hep içine çeken CAN,
Bugün havayı dışarı üflemeyi ve sümkürmeyi başardı,
Islak mendilde gördüğüm bir damla sümük inanılmaz bir manzaraydı, yaşasın!


To able to breath without the ventilator was the first goal,
That meant life!
Then it was necessary to coordinate sucking and swallowing with breathing,
That meant feeding!

At first oxygen support was needed and new goal was to do with 20% in atmosphere,
That was the first step to mobility!
Steroids, inhaled medication, lung x-ray, tomography, pulmonary function test,
Was a journey to the days that respiration problems were out of our agenda!

Blowing tryouts were an important part of our life,
Blowing a whistle, flying pieces of a napkin, rolling a ping-pong ball,
Blowing out candles, blowing bubbles, using a straw, consuming liquids from a glass,
Were all things we have struggled step by step to accomplish!

And today my CAN was able to blow his nose for the first time!
My CAN who always inhaled the air when I said "blow your nose, blow the air out",
Managed to exhale the air and blow his nose today,
The drop of mucus I saw on the wet-towel was a beautiful sight, hooray!

22 Haziran 2012 Cuma

Babalar Günü / Fathers' Day

Çok iyi bir babamız var bizim, ne mutlu :)

Son dönemde yayınlanan bir araştırmaya göre babanın çocuğun kişilik yapısı üzerindeki etkisi sanılanın aksine anneninkinden daha fazlaymış. Çünkü çocuk genelde kendini, bakım veren ebeveyn konumuna koyduğu anne yerine oyun arkadaşı olarak gördüğü baba ile özdeşleştiriyormuş.

CAN ile babası daha fazla birlikte olabilsinler diye her türlü işi üzerime alma yaklaşımım ve CAN'ın uyku saatlerini bile babamızın iş saatlerine göre ayarlayışımız işe yarayabilir yani. Annesinin kaygılı, endişeli, stresli hali yerine babasının rahat, pozitif, güleç tarzı oğlumuza daha fazla etkisin diye çabalarken çok uçuk bir hedef seçmemiş olabilirim.

Bebekliğinden beri babamız CAN'ı zorlayacak süreçlerde "e ben yapamam ki, ben CAN'ın oyun arkadaşıyım" derken aslında çok doğru birşey söylüyor muymuş ne?

Yenidoğan yoğunbakım ekibinin de dediği gibi "anne deli ama bir babası var melek melek"...

Umarım CAN babasına her geçen gün daha çok benzeyen ılımlı, olumlu, huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir birey olur. Her geçen gün babalarının sevecenliği ile büyüme şansı bulan tüm çocukların babalarının Babalar Günü kutlu olsun :)


We have a very good father, so happy :)

According to a study published lately, contrary to the general idea, the effect of father on child's personality is more than the mother. Because the child identifies with the father (s)he sees as a playmate, rather than the mother positioned as the caregiver.

My attempt to do all the work so that CAN could spend more time with his father and the effort to adjust even the sleeping hours according to our father's work schedule may have worked after all. I might have picked a reasonable goal while struggling so that, instead of his mother's worried, anxious, stressed state his father's relaxed, positive, cheerful attitude has more affect on him.

Was our father doing the right thing after all each time he said "well I can not do that because I am his playmate" whenever something unpleasant for CAN came up to be done since he was a baby?

As the NICU team used to say, "the mother is crazy but the father, he is just an angel"...

I hope CAN resembles his father more every other day and becomes a gentle, positive, peaceful, happy and healthy person. Happy Fathers' Day to the father of every child who has a chance to grow up with the father's affection :)

1 Haziran 2012 Cuma

Anne sütü / Mother's milk

Doğurmamaya çalışarak geçen günlerin ardından CAN 25 haftalık olarak doğmuştu. Artık CANım için yapabileceğim hiçbirşey kalmamıştı. CANımın kaderi tamamen doktorlarının ve hastane ekibinin elindeydi. Fiziken ve ruhen bomboş hissediyordum. Günlerdir uyumamıştım, yorgundum, dalmışım...

Birkaç saatlik uykunun ardından bir hemşire tarafından uyandırıldım. Süt sağmaya gitmem gerektiğini söylüyordu hemşire, anlamakta güçlük çekiyordum, niye ki, şimdi mi? Hemşire inatçı bense güçsüzdüm, zorlukla yürüyordum, süt sağma makinaları olan bir odaya götürdü beni ve nasıl yapacağımı gösterdi. İlk sağım sonucu 1 damla su mu, süt mü, ter mi olduğundan emin olamadığım birşey vardı kabın kenarında yapışık duran. İlerleyen sağımlarda 3 damla 5 damla derken 3cc 5cc ve sonrasında her geçen gün sütüm arttı. Önceleri saydam gibi olan sıvı (kolostrum) sonrasında ranklendi, turuncu gibiydi sütün rengi ve sonra gittikçe açıldı tatlı bir ekru oldu...

Hergün 3 saatte bir günde 8 kere iki taraf birlikte 10-15 dakika süt sağıyordum. Önce küçük bir derin dondurucu sonra kocaman bir derin dondurucu daha aldık. Yediklerime dikkat ediyordum, CANcığım bu sütleri içip büyüyecekti. Annenin sütü her gün değişiyor ve bebeğin o dönemdeki ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretiliyordu. Bunu düşündükçe mutlu oluyordum. Hastaneden CAN beslenmeye başlayacak diye ilk süt istediklerinde çok sevinmiştim. İşte sonunda CANım için yaptığım iş ona fayda sağlamaya başlıyordu. Her bebebeğin ama özellikle bir prematürenin en kolay tolere ettiği ve büyümesini en iyi destekleyecek gıdaya kavuşmasını sağlamıştım CANımın.

Yanılmıştım, CANım için yapabileceğim çok önemli birşey vardı. CAN 1 yaşına kadar anne sütü ile beslendi. Yenidoğan yoğunbakım döneminde kullandığım süt pompası CAN ile aramızda önemli bir bağ oluşturdu. Hergün süt sağarken CAN ile birlikte olacağımız günlerin hayalini kurdum ve şükürler olsun ki onları yaşayabiliyorum :)

Her bebeğin anne sütüne ihiyacı var,
Her bebeğin anne sütü almaya hakkı olmalı,
Her anne aynı koşullarda olmayabilir hayatta,
Ama her çocuk erken bebeklik döneminde anne sütü almalı,
Ve her anne bunu gerçekleştirmek için elinden geleni yapmalı...


After trying not to deliver for days my CAN was born as a 25 weeker preemie. There was nothing I could do for CAN anymore. CAN's faith was in the hands of the doctors and hospital team. I felt completely empty physically and spiritually. I hadn't slept for days, I was tired, I dosed off...

A nurse woke me up after a few hours of sleep. She was telling me I had to go for expressing milk, I had trouble understanding, why, now? The nurse was stubborn and I was weak, I could barely walk, she took me to a room where the pumping machines were and showed me how. After the first round there was a single drop at the side of the container and I was not sure if it were water, milk or sweat. In the respective rounds there were 3 drops 5 drops and then 3cc 5cc and at each session my milk increased. The liquid was at first transparent (colostrum) and then got color, it was like orange milk and with time the color softened to become a yellowish white.

I milked every 3 hours, that is 8 times a day everyday, for 10-15 minutes both breasts simultaneously. We first bought a small deep freezer and then a quite big one. I was cautious about what I ate, because my CAN would grow up drinking this milk. The breast milk formula changed each day and was produced to serve the baby's needs in the best way possible. I was happy thinking about this. I was so happy when they asked for the first milk from the hospital to feed CAN. At last the work I had carried out for CAN was starting to pay off. I was able to provide CAN with mother's milk which was best tolerated by and best supported growth for all babies but especially preemies.

I was wrong, there was something very important I could do for CAN. CAN has had mother's milk until he was 1 year old. The breast pump I used during the neonatal intensive care period created an important bond between me and CAN. Everyday while milking I dreamed of the days I would be with my CAN and thankfully I am able to live them :)

Each baby needs mother's milk,
Each baby must have the right to get mother's milk,
Each mother might not have the same conditions in life,
But each child must receive mother's milk in early childhood,
And each mother must do the best she can to make that possible...